Dipl.-Psych. Betül BALTACI
Uzman Klinik Psikolog / Psikoterapist

Geçmişimin bana kattıkları

Sevgili geçmişim, sana ne de çok şey borçluyum… İçimize dönelim ve bir düşünelim, acaba “keşke”lerimiz mi yoksa “iyi ki”lerimiz mi daha fazla?! Amacımız, anılarımızı silmek mi yoksa onlara bugün bizi biz yaptığı için, teşekkür etmek mi?

Çoğu kez geçmişimizden kurtulamadığımız için pek çok kaygılar yaşıyoruz ve ne bu anımıza ne de geleceğimize odaklanabiliyoruz. Hatta kimi zaman geçmişimizin, keşkelerimizin ve o yıllara dair öfkelerimizin vücudumuza verdiği zararı bile fark edemiyoruz. Oysa ki çoğu zaman uyku düzensizliği, yeme sorunları, ikili ilişkilerde güvensizlik ve hatta en ağır ilaçların bile kar etmediği bitmek tükenmek bilmeyen ağrılar çekiyoruz…

Geçmişi silmek, hiç hatırlamamak bizi daha mı mutlu ederdi acaba? Peki ya bize kattıkları? Mutsuz ve kendini güvende hissetmediğimiz çocukluğumuz, başaramadığımız sınavlarımız, dışlandığımız arkadaş veya iş ortamlarımız, acı verdiğini düşündüğümüz aşklarımız bunların hepsi bize ne çok şey katmıştır belki de. Bugün ki bizi biz yapan özelliklerimiz, deneyimlerimiz, başarılarımız, tedbirlerimiz genel olarak hayata bakışımız değişmedi mi?

O zaman amacımız geçmişi silmek veya ondan kaçmak olmasın, bizde yarattığı duyguların eskisi kadar canımızı yakmaması olsun!

“Bugünkü aklım olsaydı, dün yaptıklarımı yapmazdım, ama dün yaptıklarımı yapmasaydım, bugünkü aklım olmazdı“ demiş, Sagopa Kajmer.

Yaşadığımız her ne varsa, iyi ki de yaşamışız deyip, bize kattıkları için teşekkür edelim…

Bu bakış açısı ile bitirelim bu yazıyı. Sağlıcakla ve mutlu kalın.